Balkanlar Sırpça Sırpça Ses Olayları Yazılar

Sırpça Ses Olayları #1: Sibilarizacija

Dürüst olmak gerekirse, ilk yazıma bu denli bir ilgi beklemiyordum. Herkese çok teşekkür ederim. Bununla beraber daha çok üretmek için artık daha iyi bir sebebim var. İlk yazımı paylaştığım perşembe gününden itibaren artık her haftanın perşembe günü buradan Sırpçaya dair yazılarımı paylaşıyor olacağım. Öte yandan bu bloğun, öğrencilerimin de ekstra ders notu olarak kullanabileceği bir platform olmasını hedefliyorum. Peki bu yazıyı neden pazar günü okuyorsunuz? Çünkü pazar günleri de başka bir konuya değinmeye karar verdim! 🙂

Sırpçanın zor konularından biri olan ses olayları (glasovne promene – ses değişimleri) başlığı altında on dört farklı ses olayı vardır. Kelimelerin cümledeki görevleri bakımından aldığı farklı çekim ve hâllerle beraber değiştiği esnada dikkat etmemiz gereken bu ses olaylarına hâkim olmak, dilin güzel kullanımı açısından önem arz eder.

Bu önemi dolayısıyla, her pazar günü de bu ses olaylarından birini anlatmaya karar verdim, hem daha kısa soluklu olacak hem de önemli bir kapının daha kilidini açmış olacağız.

SIBILARIZACIJA NEDİR, NEREDE KARŞIMIZA ÇIKAR?

Sibilarizacija adını verdiğimiz ses değişimi nasıl olur, öncelikle onu inceleyelim. Ardından nerelerde karşımıza çıkar, buna göz atalım.

Sibilarizacija; k, g veya h harflerinden birinin yanına “i” sesinin gelmesiyle beraber bu harflerin sırasıyla C, Z ve S harflerine dönüşmesi ses olayıdır.

Peki ne zaman bu sessiz harflerin yanına “i” gelir de biz bu ses olayını görürüz? Teker teker incelemekte fayda var.

  • Eril isimlerin nominatif (yalın hâl) ve vokatif (seslenme hâli) çoğulunda rastlarız. “Bu vokatif nereden çıktı?” diye soracak olursanız, o kısmı detaylıca göreceğiz ancak şu an için çoğul isimlerde çekim değiştirmediğini bilmemiz yeterlidir.

Örnek: seljak (köylü) – seljaci (köylüler), razlog (sebep) – razlozi (sebepler), orah (ceviz) – orasi (cevizler)

Peki bu kuralda neye dikkat etmemiz gerekiyor ve sıklıkla düşülen hata nedir? Tabii ki tek heceli eril isimler! Bir önceki yazımda etraflıca izahını yaptığım üzere “ovi” ve “evi” son takısını alan bu isimler aldıkları takıdan dolayı böyle bir ses değişimi yaşamazlar.

Örnek: krug (çember) – krugovi (çemberler)

  • Dişil tekil isimlerin “lokatif” (bulunma) ve “datif” (yönelme) isim hâllerindeyken rastlarız. İsim hâllerini Türkçeye çevirirken “bulunma” veya “yönelme” gibi çok net tanımlamalar yapabilmemiz mümkün değildir, zira isim hâllerinin kapsam alanı yalın hâl hariç tamamen farklılık gösterir ancak şu anlık kafamızda oturması amacıyla böyle bir genelleme yapıyorum. Bu iki isim hâlinin anlamları farklı olsa da çekimleri AYNIDIR. Dişil tekil isimlerin sonundaki “a” harfinin yerini bu isim hâllerinde “i” harfi alır. Bundan dolayı bol bol siilarizacija örneği ile karşılaşırız.

Örnek: Moj tata voli da govori o politici.

Babam siyaset hakkında konuşmayı sever.

Burada kullandığımız isim olan “politika” (siyaset) dişil bir isimdir. “O” edatı (anlamı: hakkında) kural gereği ardından gelen ismin lokatif ile çekimlenmesine sebebiyet verir. Bu yüzden burada da sibilarizacija örneği görmekteyiz.

  • Bazı fiillerin emir kiplerinde rastlarız. Bu fiiller ağırlıklı olarak “ći tipi fiiller” olarak isimlendirdiğimiz ve mastar hâli “-ći” ile biten fiillerdir.

Örnek: reći (söylemek) – Reci mi! (Söyle bana!)

Bunun sebebi ise bu fiilin şimdiki zaman çekiminde “reknem, rekneš, rekne” biçiminde, geçmiş zaman çekiminde ise “rekao, rekla, reklo” biçiminde tezahür edişidir. Kurala uygun olarak “k” harfi “c” harfine dönüşmüştür.

  • Bitmiş fiillerin bitmemiş fiil biçimlerinde rastlanır. Bu konu aslına bakarsanız ileri seviye bir dil bilgisi konusu ancak kısa bir özet geçecek olursak, Batı dillerinin birçoğunda gördüğümüz “perfect” ve “imperfect” kavramının çekim olarak değil, Sırpça nezdinde her fiil için iki farklı versiyon olarak karşımıza çıkması durumudur. Kısacası, bitmiş ve bitmemiş eylem için bir çekimimiz yok; her fiilin bir bitmiş bir de bitmemiş versiyonu var. En güzel örneklerden birini vererek açıklayalım:

gledati (izlemek) – pogledati (bakmak): burada pogledati fiili bitmiş fiilken gledati ise bitmemiş fiildir. Zira bakmak eylemi izlemek eyleminden çok daha kısa sürede gerçekleştirilen bir eylemdir.

Bir başka tipik örnek: polagati (girmek) – položiti (geçmek). Bu iki fiili sınavlardan bahsederken kullanıyoruz. Polagati bitmemiş fiilken položiti ancak sınavın bitmesi ve sonucu öğrenmemizden sonra gerçekleşecek bir eylem olduğu için bittabi bitmiş fiildir.

Sibilarizacija örneklerine bakacak olursak: 

dignuti – uzdizati: İlki bitmiş ikincisi bitmemiş fiildir. İkisi de kelime anlamı olarak “kaldırmak” demektir.

  • Eril isimlerin çoğulunun; datif (yönelme), lokatif (bulunma), enstrümantal (birliktelik, aracılık) hâllerinde rastlanır. Daha önce değindiğimiz üzere zaten eril isimlerin çoğulları yalın hâlde dahi sibilarizacija için emsal teşkil edebiliyordu. Bu üç isim hâlinin ismin cinsiyeti fark etmeksizin çoğul çekimleri AYNIDIR. Örnek vermemiz gerekirse:

Jede mi se palačinku s orasima.

Canım cevizli krep yemek istiyor.

Bu örnekte kullandığımız “cevizli” kalıbı, Sırpçada enstrümental isim hâliyle kurulur. (Detaylıca ilerleyen yazılarda açıklanacaktır.)

İSTİSNALARI NELER?

Her yerde olduğu gibi burada da birtakım istisnalarımız var. Ancak çok fazla örnekleri olmadığı ve belli bir mantığı olduğu için anlaması zor değil. Şimdi başlık başlık inceleyelim:

  • Sonu “čka”, “ćka”, “cka”, “nka”, “ska” veya “tka” ile biten dişil isimlerin datif veya lokatif  isim hâllerinde rastlamayız.

Örnek:

mačka (kedi) – mački (kediye, kedide, kediye dair, vs.)

tetka (teyze, hala) – tetki (teyzeye, teyzeden, halaya dair, vs.)

  • Özel isimlerin kişi niteleyenlerinin (kişi ismi, ırk ismi, vb.) isim hâline göre farklı çekimlerinde rastlamayız. Bu kuralın bu kelimeler için uygulanmamasının sebebi anlamını yitirme ihtimâlidir.

Örnek: Slovenka (Slav – kadın) – Slovenki (Slav’a, Slav’da, Slav’a dair, vs.)

Örneğin burada Slovenci demiş olsaydık “Slovenler (erkek)” demiş olacaktık. Bu yüzden, anlaşılabilir kılmak amacıyla ses olayını bu noktada uygulamayız.

  • Sibilarizacija görüldüğü takdirde anlamını yitirecek kelimelerde rastlamayız. 

Örnek: baka (büyükanne) – baki (büyükanneye, büyükannede, büyükanneye dair, vs.)

Örneğin burada sibilarizacija görsek ortaya çıkacak kelime “baci” olurdu ki bu da “baciti” yani “atmak” fiilinin emir kipi olmuş olacaktı (At!). Anlam karışıklığı yaratmamak için ses değişikliği yapmadık.

  • İçinde “zg” veya “sh” ikilisini bulunduran kelimelerde rastlamayız. Bunun nedeni çok açıktır: kurala bağlı olarak “g” harfi “z” harfine, “h” harfi de “s” harfine dönüşeceği için bu kelimelerde sibilarizacija görmeyiz.

Örnek: mazga (katır) – mazgi (katıra, katırda, katıra dair, vs.)

Ve evet, bitti! 🙂 Tekrarlarımızı iyi yapalım, perşembe günü başka bir dil bilgisi yazısıyla görüşmek üzere!

 

 

Sırpça Ses Olayları #1: Sibilarizacija&rdquo için 1 yorum

Yorum bırakın