Balkanlar Genel Sırpça Yazılar

Müzik Dinleyerek Dil Öğrenilir Mi? – Müziğin Dil Öğrenimindeki Yeri | Sırpça

Kabul ediyorum biraz iddialı bir başlık oldu… Hiçbir zaman kendimi dil öğrenmek konusunda bir eksper olarak görmedim ve sanırım göremeyeceğim – mükemmeliyetçiliğin gözü kör olsun – ancak, kendi tecrübelerimi paylaşmak ve aslında bundan ziyade; kendi başıma oluşturmak zorunda kaldığım yol ve yöntemlerle sizin karanlık yollarınızı aydınlatabilme umudu içerisinde olduğum için biraz beylik konuşuyor olabilir ve hatta yazının ilerleyen kısımlarında bu tutumuma ve üslubuma fütursuzca devam edebilirim. Öncelikle bu konuda peşinatlı olarak affınıza sığınıyorum.

Hazır sosyal medyayı kapatmışım – çünkü Twitter’ın tanımsal karşılığı bilindiği üzere “mini blog”dur ve tembel yaradılışlı insanoğlu elinin altındaki en az külfetli işe elini atar, ben de keza aklımdan geçenleri uzun uzadıya yazmaktansa “flood” yapıp insanların önüne amiyane tabirle âdeta yem gibi bırakmayı daha kolay bulduğum için, naçizane, uzun süredir neredeyse kayıptım – ve hazır bu konuya dair de sosyal medyadan kıstığım vakitte bir şeyler yapıyorum, dedim “Neden tavsiye vermeyeyim?”, neden olmasın?

Bu konuya “Nasıl Sırpça Öğrendim?” adlı; nereden yazdığımı bilmediğim, yıllardır bana musallat olan ve hâlen de olmaya devam eden, trafik yağmuruna tutulan, beklenilenin üstünde bir patlama yaşamış biricik yazımda değinmiş olmalıyım:

Genelde çevremdeki insanlar Željko Joksimović’e olan yüksek dozaj hayranlığımdan dolayı Sırpçaya başladığımı düşünüyorlar ama hikâye aslında tam tersi. Eurovision parçalarını gözden geçirirken (sene 2012) Sırbistan’ın parçasını dinleyeyim, belki birkaç kelime yakalarım dedim, işte öyle başlamıştı hayranlığım. Bu konuya neden girdim şimdi oraya geleceğim.

Burada değinmediğim en önemli nokta aslında şu olmuş: Ben Sırpçadan önce Danca, Rusça vs. gibi ne idiği belirsiz birçok dili öğrenmeye başlayıp bıraktıktan sonra yaşım gereği – halk arasında “ergenlik” diye de geçer – ufak çaplı bir kimlik bunalımı sırasında “Yahu biz göçmeniz madem, bir dil öğreneceksem Makedonca öğreneyim.” şeklinde bir çıkış eşliğinde Makedoncayla devam edip kendimi Sırpçada buldum. Yani genellikle dil öğrenme süreçlerim – Sırpçaya kadarki deneme yanılma süreçleri bütünü – kendi çabamla başlar, kendi çabamla sürmeye çalışır ve çabasızlığımdan ötürü son bulurdu. Sırpçada dikiş tutturabilmemin en büyük sebebi, kendi çalışmalarımın hemen akabinde ders almaya başlamış olmamdır. Ders almak istememin de asıl olarak en büyük sebebi “Anneğ, ben artık Željko’nun (Joksimović) bütün şarkılarını anlamak istiyorum!” adlı yakarışın ta kendisidir ki, bu noktada annemin en ufak bir itiraz etmeksizin arkamda değil bizzat yanımda durmuş olması da atlanmaması gereken önemli bir nüanstır.

Ergenliğimden genel tabloda utandığım çok söylenemez, zira şu anki dil öğrenme kapabilitemi o yaşlarda attığım akıllı adımlara borçluyum, ama tabiî koluma Hint kınasıyla Željko’nun ismini yazdırdığım görsellere de sebebiyet verdiği oldu maalesef o kara yaşlarım… O güzel şarkıları anlama isteğim yüzünden dersler ilerlemeye devam ettikçe ve kendimi çeviri yapmaya yeterli görmeye başladığım noktada – safım benim, kendimi çok iyi zannediyorum o dönem… – kendime koskocaman bir dosya hazırlamıştım. Dosyanın içinde Željko’nun seslendirdiği tüm şarkıların şarkı sözlerinin teker teker yazdırılmış olduğu kağıtlar vardı. Bu kadarı anomali tabiî ama yaşı bu saçmalıkları meşrulaştırabilen arkadaşlarımıza yapmalarını öneririm – bazı derslerde hocamla içlerinden bir tanesini seçer çevirirdik, ben de gözümü kulağımı ayırmadan derste olurdum. Bunu da yakalamak zordur, ne kadar severek ders alırsanız alın illâ bir dünyadan kopuş raddesi vardır insanın, bazen ders verirken kendimden bile sıkıldığım oluyor zira. O yüzden diyeceğim odur ki, müzik önemli bir bağlayıcı ve motive edici güçtür.

Size “Sadece müzik dinleyin.” diyemem, nitekim “Uykuda Sırpça” vs. gibi dinlemeyle öğrenme gibi bir metod varsa ilk önce bana yedi senemi geri versinler. Bu metod yalnızca ve yalnızca şarkıları ezberlemeyle kalmanıza sebebiyet verir ki bu da bizim çok işimize yaramayacaktır. Bununla beraber yapılacak önemli iki aktivite vardır ki, bu tavsiyeleri Sırpça nezdinde değil, tüm yabancı dil öğrenim süreçleri için tavsiye olarak vermek isterim:

  • ŞARKILARI SESLİ SÖYLEYİN 🎤

Sesinizin güzel olup olmama kısmıyla ilgilenmiyorum ancak, mümkün mertebe aksandan arınmak istiyorsanız, o zaman taklit yeteneğinizi geliştirmeniz elzem olmakla beraber, bu işi en eğlenceli hâle getirecek aracı ise yine müziktir. Kelime öğrenmek için milyon tane öneride bulunulabilir: film izleyin, kitap okuyun, haber okuyun, vs. gibi; ancak fonetik ve telaffuz geliştirmek için bu yöntem dışında bir diğer yöntem ise konuşmak. Eğer konuşma konusunda hâlâ temel bir altyapı oluşturamadıysanız, şarkı söylemek fonetiğinize yönelik yapacağınız en iyi yatırım olacaktır.

  • ŞARKI SÖZLERİNİ ÇEVİRİN – ÇEVİRİLERİNİ OKUYUN 📝

Kelime öğrenmek için verilecek milyon tane öneriden bir diğeri de budur, eğer seviyeniz ortalama bir noktaya erişebilmiş durumda ise yapılabilecek en eli yüzü düzgün çeviri şarkı sözlerinden çıkacaktır. Zira bir makale, bir edebî eser, vs. gibi iki dilde de sağlam temelli bir dil yetkinliği isteyen metinlere geçmeden önceki düzlükte alıştırma yapılabilecek birkaç alandan en keyiflisi burasıdır. Bu noktada; severek kullandığım ve hâlen çevirilerimle katkıda bulunduğum mükemmel bir site önerisinde bulunacağım, naçizane: lyricstranslate.com

Bu site içerisinde hem dinlediğiniz ve anlamakta zorlandığınız şarkıların çevirilerini bulabilir, hem de çeviri talebinde bulunan kişilere şarkıları çevirip yardımcı olabilirsiniz. İlk etapta kelime öğrenimi için direkt çeviriye bakılabilir, ancak belli bir yetkinliğe erişildikten sonra tavsiyem mümkün olduğunca kolaya kaçılmaması ve severek dinlediğiniz şarkıların çevirilerini kendiniz yapmanızdır.

Bir dahaki sefere bu kadar ara vermemiş olmak umuduyla, başka bir yazıda görüşmek üzere…

Müzik Dinleyerek Dil Öğrenilir Mi? – Müziğin Dil Öğrenimindeki Yeri | Sırpça&rdquo için 2 yorum

  1. Merhaba 3 aydır Karadağ Kotor da yaşıyoruz.Bu süre zarfında Boşnak ,Türkiye de eğitim görmüş birinden Karadağca dersi aldık kızlarımla beraber .Kızlarım burada ortaokula başladı ama dil olarak sıfır noktasındayız her gün neredeyse ağlayarak geliyorlar bütün gün tv dizileri izliyorum ama hiçbir ilerleme kaydedemiyorum yardımcı olursanız çok sevinirim

    Beğen

    • ozgedeniz

      Merhaba,

      Öncelikle hayırlı olsun. Size yardımcı olmayı çok isterim ancak öncelikle problemin ne olduğunu tespit ederek çözümü nasıl geliştirebileceğimizi öngörmem gerek. Çocuklarınızın mutsuz olma sebebi eğer okulun eğitim diliyse, o zaman katkı almanızı öneririm. Ancak buradaki önemli kilit nokta, öğrendiklerinizi günlük hayatta iletişim esnasında kullanıyor olmanız. Arkadaşlarınızla konuşmanız, birtakım bürokratik işleri hallederken iletişime geçişiniz vs. gibi birtakım pratik fırsatlarıyla dilinizi geliştirmeniz mümkün, zira TV ile veya dersle sınırlandırırsanız dil pasif kalacaktır. Bunun dışında özel ders, kurs vs. gibi imkânların Karadağ’da ne durumda olduğuna dair ne yazık ki bir fikrim yok. Ben internet üzerinden ders veriyorum ancak daha önce hiç çocuk öğrenci ile çalışmadım ve Sırpça benim esas çalışma alanım olmadığı için bu durum size ne kadar güven verir bilmiyorum. Ancak eğer isterseniz bu konu dâhilinde bilahare tekrar konuşabiliriz.

      Sevgiler ve kolaylıklar diliyorum…

      Beğen

Yorum bırakın