Artık açmaktan bir hayli sıkıldığım bir konuyu tekrar açmak istiyorum. Ve bu sefer “sinirimi kusmaya gelmedim” demeyeceğim, çünkü sinirimi kusmaya geldim. Peki neye sinirliyim? Gerçekten sıralayamayacağım kadar çok ve iç içe geçmiş karmaşıklıklar silsilesi…
Biliyorsunuz Jamala’nın birinciliğiyle Ukrayna ev sahipliği şerefine nail oldu (?). Dikkatinizi çekmek istiyorum yapılacak olan şey Eurovision Şarkı Yarışması. Çünkü birazdan anlatacaklarımdan sonra “Kermes mi yapacaklar acaba?” diye düşünebilirsiniz, önüne geçmek isterim şimdiden.
Jamala kazandı, basın toplantısı yapılıyor, Jamala kazanalı bir saat bile olmamıştır sanırım. Artık “Reis” diye nitelendirilebilecek bir noktaya ve tavra bürünmüş olan sevgili uygulayıcı süpervizörümüz Jon Ola Sand gelir, eski çalışma arkadaşlarından biri olan Ukrayna Delegasyon Başkanı ile samimi bir konuşma yapar ve yarışmanın güvenli bir biçimde yapılacağının vurgusunu yapar.
Daha bir saat olmadan düşülen bu güvenlik kaygısını bu kadar bastırarak belli etmek stratejik bir hatadır. Bu durumda çoğu kişi o günden itibaren zaten kendini güvende hissetmeyecektir. Kaldı ki zaten bu Jon Ola’nın meslek hayatında yaptığı hatalar içinde ufak bir teferruat.
Diğer noktalara geçmeden önce Jon Ola’dan neden bu kadar yakındığımı ve genel bağlamda en göze çarpan hatalarını sıralamak isterim. Öncelikle – öyle olmasa bile öyle gözüküyor – bir koltuk sevdası hâkim. Çoğu arkadaşı teker teker kovulurken onların yerine geçme, üstüne hiçbir tecrübesi olmadığı – Allah bilir hiç de bir fikri olmadığı – Çocuk Eurovision Şarkı Yarışması’na da süpervizör olması üzerine bir de yarışmanın formatını baştan aşağı değiştirerek Çocuk Eurovision’da bile yuhalama duymamıza sebep oldu, kendisini tebrik etmek (!) isterim.
İkinci olarak, Ukrayna’nın onlara sunduğu hiçbir fikrin ağustostan beri onlara uymadığını ve Eurovision formatına uygun düşmediğini dile getirmesine rağmen inefektif bir “deadline” koydu ve Ukrayna’yı “uygun olmayan seçenekler arasında en uygun olanını” seçmeye zorladı. Bu nasıl bir mantıktır? Bahsettiğimiz şey Eurovision bu arada hâlâ, yanlış anlaşılmaya mahal vermeyelim diye söylüyorum. Odessa’da çadır kuralım dediler bu insanlar. Ve zahmet oldu, bugün bir haber başlığı gördüm “Ukrayna takvimin gerisinde!” diye.
TEBRİKLER, ANLADINIZ!
Yahu siz “Almanya da eylülde açıkladı.” zihniyetiyle nasıl gidebiliyorsunuz? Biri de demiyor mu “Yahu bunların durumu çok matah değil, bizim istediğimiz düzenlemeleri bu olmayacak mekânda yapamama ihtimalleri var, bunun üzerine zorlarsak ve olmazsa daha sonrasındaki kriz dönemi nasıl çözülür?” diye? Almanya ile Ukrayna’nın takvimini bir tutarsanız bu iş nasıl yürüyecek, kaldı ki yürümüyor da zaten.
Üstüne fon bulunup bulunmadığı ve Ukrayna’nın bu işi yapıp yapamayacağını belirlemesi için koyulan tarih şu an 8 ARALIK! Nasıl bir vakit israfı bu, çok bol bir vakit mi kaldı sizce? Hayır kaldı ki bu ülke zaten “Benim arenam yok.” deyip arena ismi ve şehir açıklamış bir ülkeyken fonu olmadan “Fonum var, yapacağım.” demeyeceğini nereden biliyorsunuz? Kiev Belediye Başkanı “Biz Azerbaycan değiliz, arena yapamayız.” dedikten sonra ev sahipliğini aldı, hâlâ riske nasıl atabiliyorsunuz?
Tekrar değinmekten çok sıkıldım ama, peki başka ülke alacaksa, aralık nasıl bir tarih? Nasıl yetişecek onca şey? Bunca insanın iki ayağını bir papuca sokmak sırf sizin politika hatalarınız yüzünden, sizce etik mi? Kaç soru sordum inanın bilmiyorum, işin acı yanı cevaplayacak insanlar da hep kovuldular!
Umarım bu blogumda Ukrayna ile alâkalı yayımladığım son yazı olur, dilimin kemiği artık var olur ve tüm Eurofanlar huzur bulur. AMİN!
“Ev Sahibi Ukrayna – Mı Acaba?&rdquo için 1 yorum